CHP PM üyesi: Lütfü Savaş’ın adaylığında deprem tartışılmadı

Pelin Ünker

31 Mart yerel seçimleri için yeni adaylarını duyuran Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 6 Şubat depremleri sırasında Hatay’da görevde olan Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bir dönem daha devam etme kararı kamuoyunda tepkiye yol açtı. DW Türkçe’nin edindiği kulis bilgilere göre ise CHP’de Lütfü Savaş ismi belirlenirken deprem yıkımındaki sorumluluğu hiç gündeme gelmedi.

DW Türkçe’ye konuşan bir CHP Parti Meclisi (PM) üyesi, “Lütfü Savaş isminin anketlerde yüksek çıktığı için mecburiyetten belirlendiğini” söyledi. PM toplantısında Savaş’a deprem döneminde yöneltilen eleştirilerin konuşulmadığını belirten PM üyesi, Lütfü Savaş ismine tepkilerin sadece “partililere sahip çıkmadığı yönündeki şikayetler” ve “memnuniyetsizlik” üzerinden geldiğini ifade etti. PM üyesi, “Bizim partililerimize yer vermediğinden (belediyede) dolayı çok ciddi tepkiler var” dedi.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Lütfü Savaş isminin dışında başka isimlerin de değerlendirildiğini belirten PM üyesi, Hatay’da yaptırdıkları anketlere göre bu isimler arasında kazanacak tek adayın Lütfü Savaş olarak göründüğünü aktardı. CHP PM’de Lütfü Savaş ismine ilişkin çok sayıda itiraz olsa da yapılan oylamada bir ret oyu çıktı ve Savaş’ın adaylığı oy çokluğuyla onaylanmış oldu.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel de Savaş’ın adaylığına gelen eleştirilerin ardından “Hatay Büyükşehir Belediye başkan adayımız Lütfü Savaş’tır. Geri çekilmesi gibi bir durum söz konusu değildir” açıklamasını yaptı.

İRAP raporlarına göre sorumlulardan biri

6 Şubat’ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerden yıkım ve can kaybı olarak en fazla etkilenen il Hatay olmuştu. Kentte 13 bin 517 yıkılırken 67 bin 346 binada ağır hasar meydana geldi.

Depreden iki yıl önce, 2021 yılında tamamlanan Hatay’ın İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporunda yer alan ayrıntılar ise Lütfü Savaş’a yönelik eleştirilere yol açmıştı. İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından hazırlanan raporda Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin görev ve sorumlulukları da tanımlanıyordu. Raporda 130 yıldır büyük bir depremin olmadığı bölgenin yıkıcı deprem tehlikesi altında olduğu belirtilirken Hatay’ın ulaşım master planının olmadığı, ilde ruhsatsız yapıların bulunduğu, zemin etüt laboratuvar sayısının yetersiz olduğu da raporda yer alıyordu.

DW Türkçe’ye konuşan Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Ecevit Alkan, bu raporu hatırlatarak “Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili risk azaltma planında çok büyük görevleri ve sorumlulukları vardı ve hiçbirini yerine getirmemişti” dedi. Lütfü Savaş’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı için doğru bir isim olmadığını savunan Alkan, “Ben prensip olarak deprem bölgesindeki bütün belediye başkanlarının görevden el çektirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece başarı ya da başarısızlıkla ilgili değil. Yani siyasi bir durum değil” diye konuştu.

Türkiye’de kamu görevlilerinin “bir zırhla kaplı” olduğunu, bir kamu görevlisinin yargılanması için öncelikle soruşturma izni alınması gerektiğini vurgulayan Alkan, soruşturma izni alınmadığı takdirde hiçbir kamu görevlisinin, en küçük memurun bile yargılanamadığını aktardı.

“Savaş’ın ahlaki sorumlulukla istifa etmesi gerekirdi”

Alkan, “Ahlaki sorumluluk gereği bütün belediye başkanlarının depremden sonra istifa edip yargılanma talep etmeleri gerekirdi. Lütfü Savaş, dünyanın en başarılı belediye başkanı olsaydı bile, ki öyle değil, istifa edip kendisinin yargılanmayı talep etmesi gerekirdi. Kendisi de yakınlarını kaybetti. Çok maddi kaybı da oldu. Ama bu bir ahlaki prensip bence” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Deprem bölgesini unutmayacağız, unutturmayacağız” sözlerini hatırlatan Alkan, Lütfü Savaş’ın belki de seçimi kazanacağını belirterek “Ancak tek hedef bu mu, seçimi kazanmak mı?” diye sordu.

DW Türkçe’ye konuşan Samandağ Dayanışma Evleri’nden Mustafa Çelik de Lütfü Savaş’ın yeniden aday gösterilmesini doğru bulmadıklarını söyledi. “Kendisinin de bu deprem sürecinin faili olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan Savaş’ı hangi anlamda destekleyeceğiz?” ifadelerini kullanan Çelik, sözlerini “Şu anki CHP Genel Başkanı’nın ilk beyanları arasında aslında bu da vardı. Ama şu an aday olarak belirlenmesine herhangi bir destek vermemiz mümkün değil” diye sürdürdü.

“CHP’nin anketleri gerçekçi değil”

Savaş’ın oy potansiyelinin yüksek olduğuna ilişkin CHP’nin yaptığı değerlendirmeyi de gerçekçi bulmayan Çelik, “Bu konudaki anketlerin hangi bölgede nasıl yapıldığı da tartışmalıdır. Genel olarak Hatay halkının hem sosyal medyadaki hem ilçe içindeki yaklaşımlarına biz hakimiz. Sonuçta burada biz inisiyatif olarak çok ciddi faaliyette bulunduk. Aldığımız tepkiler aslında tam tersidir. Gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Manipüle edilebilir anketler. Öyle düşünüyorum ama Savaş’ın deprem sürecinde yaşanan sorunların faillerinden biri olduğu halkın söylemidir” dedi.

Depremde yıkılan binalara ruhsat verilmesinde, bu binaların denetiminde Hatay Büyükşehir Belediyesinin payı olduğunu söyleyen Çelik, “Demek ki gerekli denetimler sağlanamamıştır. Ruhsat meselesinde de benzer durum söz konusudur. Rönesans’taki durum zaten bunun en açık göstergesidir. Savaş’ın bununla ilgili beyanı var, oradaki sürecin normal ve yasal sürece uygun olduğunu iddia ediyor” diye ekledi.

Lütfü Savaş, depremin ardından katıldığı bir canlı yayın programında Hatay’da depremde yıkılan ve yüzlerce kişinin enkaz altında kaldığı Rönesans Rezidans hakkında, “Burada ne belediye ne mevzuat ne bu işi yapan insanlar gerçekten de çok sorgulanırsa biz onlara yazık etmiş oluruz” ifadelerini kullanmıştı. Hatay’da deprem sonrasında enkaz döküm alanlarıyla ilgili yaşanan sorunlar bölgeyi asbest başta olmak üzere toz kaynaklı ciddi bir halk sağlığı kriziyle baş başa bıraktı.

Moloz döküm alanları sorunu

Lütfü Savaş’ın sadece deprem güvenliği konusunda değil deprem öncesinde de sorumlu belediyecilik anlayışıyla hareket etmediği görüşünü paylaşan Mustafa Çelik, “Özellikle Samandağ kaynaklı belirtecek olursak Samandağ’da çok olumlu bir hizmet anlayışı üretilmedi. Kapsayıcı hizmet anlayışı yoktu. Zaten mahallelerdeki tepkiler de o yöndedir. Altyapı sorunundan yol sorununa, çöp transfer merkezinden diğer hizmetlere Savaş’a deprem öncesinden itibaren çok ciddi bir tepki var. Depremle beraber zaten artık geri dönülemeyecek bir noktaya geldik” dedi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir