Fon vurgununda yeni gelişme! Seçil Erzan hakkında karar verildi

Kamuoyunda “yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen, 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında, müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan ve Fernando Muslera’nın bir sonraki celsede hazır edilmek üzere avukatlarına son kez süre verilmesine, gelmedikleri takdirde haklarında zorla getirme emri çıkarılmasına karar verildi.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı.

Duruşmada tanık olarak dinlenen avukat Candaş Gürol, Temmuz 2022’de Seçil Erzan ile duygusal ilişkilerinin başladığını ve bu dönemde sanığın bankanın Levent şubesine yeni tayin edildiğini belirtti.

Sanığın davranışlarında Ocak 2023’ten itibaren değişimler gözlemlediğini belirten Gürol, bu duruma tepkili olduğunu ifade etti.

Gürol, müşteki İsmail İbrahim Çağlar’ın hem avukatı hem de dostu olduğunu anlatarak, “Seçil’den ayrıldığım dönemde beni aradı ‘Gelir misin, konuşacağım.’ dedi. Müvekkilim bana DenizBank’ta fon olduğundan bahsetti. ‘Ben buraya para yatıracağım, kar elde edeceğim.’ dedi. ‘Ben bilmiyorum, ne gir, ne girme. Ben Seçil’den ayrıldım.’ dedim. ‘Yalnız parayı ben kendi üzerimden değil senin üzerinden getirsem olur mu?’ dedi. Kendisini kıramadım. Bu şekilde para geldi. Paranın hikayesi bu. Benim burada tek korkum bu kadar yüksek bir miktar karşılığında bana vergi çıkması.” diye konuştu.

Sanık Erzan’ı tanımadan 1-1,5 yıl önce Fatih Terim’in avukatlığını yaptığını söyleyen Gürol, Terim’in kendisine “Bana ‘DenizBank’a para yatırdım. Hasar tespiti yapalım.’ dediğini, Terim’le ilişkilerini iyi bir şekilde sonlandırdıklarını ve diğer tüm işlemlerden hiçbir para almadığını” söyledi.

Tanık Gürol, sanık Erzan’la aralarında bir fon konuşması geçtiğini ancak sanığın bankacı olması nedeniyle bunu normal karşıladığını ve sorgulamadığını, Erzan’ın yasa dışı bir şeyler yapabileceğini düşünmediğini ifade etti.

Duruşmada “tanık” sıfatıyla dinlenen Erzan’ın kuzeni Tanın Yılmaz ise sanıkla bankacılık ilişkilerinin 2012’de başladığını ve bu tarihten 2020’ye kadar belli miktarda paralar verdiğini söyledi.

Erzan’ın kendisinden sürekli para talep ettiğini söyleyen Yılmaz, “8 Mart tarihinde fon olayını duydum. Sporcuların ve Fatih Terim’in içinde olduğu fondan bahsetmiş eşime. Ben 1 milyon 800 bin dolar verdim, 1 milyon 265 bin dolar alacağım var.” dedi.

Tanın Yılmaz’ın eşi tanık Merve Yılmaz ise duruşmada, “2023 Şubat ayına geldiğimizde Seçil bana ‘500 bin bulabilir misin?’ diyerek, sistemde açık olduğunu söyledi. Benimde şüphelerim artmıştı. ‘Ne yapıyorsun sen, ne sistemi yapıyorsun?’ dedim. Daha sonra eşimden yardım istemiş. Eşim beni aradı arabama ipotek karşılığı 5 milyon istediğini söyledi. Ben de ‘Ver gitsin.’ dedim. 2012’den 2023’e kadar verdiğim toplam 50 milyonu buldu. 1 milyon 400 bin dolar, 600 bin dolar alacağım vardır. Faiz hariçtir. Bu sadece benim alacağım, eşimin hesabı ayrıdır.” diye konuştu.

Bazı müştekilerin avukatı Rezan Epözdemir ise savcılığın soruşturma aşamasında dava dosyasına ilişkin yeterli tespitleri yapamadığını, bankanın güvenlik kamera kayıtlarını 18 gün uhdesinde bulundurduğunu söyleyerek, “Bu kayıtlar ne kadar gerçeği ortaya çıkarır.” ifadesini kullandı.

Avukat Epözdemir, Erzan’ın telefonundan çıkan mesaj kayıtları ile bilirkişi raporunun uyuşmadığını, suç delillerinin yok edildiğini ve gizlendiğini iddia ederek Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun duruşmada “tanık” olarak dinlenilmesini talep etti.

Müşteki Arda Turan’ın avukatı Tufan Karataş ise kar elde ettiği iddia edilen tefeciler ile diğer isimler hakkında ayrıntılı MASAK incelemesi talep ettiğini anlatarak, “Biz burada Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve diğer yöneticilerin dinlenilmesini konuşuyoruz ama şubede çalışan diğer kişilerin hiç kimsenin ismini konuşmuyoruz. Bu kadar arbedede hiç kimsenin duymama ihtimali yok. Erzan’ın darbedilmesi vs. bunların birileri tarafından görülmemesi, duyulmaması mümkün değil. Güvenlik kameraları başında Hakan Ateş’in oturmasını bekleyemeyiz ama kameralar teftiş kuruluna bildirilmiyorsa bunun ayrı olarak sorgulanması ve irdelenmesi gerekiyor.” dedi.

SANIK ERZAN: BENİM FARKLI PLANLARIM OLSAYDI BU PARAYI ALIR GİDERDİM

Tanık beyanlarının ardından söz isteyen sanık Erzan, GPS takıldığı iddia edilen çantanın bankaya ait olduğunu, GPS’in çantaya bilinçli şekilde konulduğunu ve özellikle kendisine verildiğini öne sürdü.

Erzan, şöyle konuştu:

“Bugün gerçek mağduriyetlerin dışında ben Tanın’a ‘Hesap, kitap yapalım. Ona göre borçlu muyum, alacaklı mıyım, ortaya çıkacaktır.’ dedim. 7 Nisan akşamı evimde darp yaptılar. O gece zorla benden senetler alındı. 8 Mart akşamı Fırat’ın ofisinde dördümüz buluştuk HTS kayıtlarına bakılsın. Merve suratımda sigara söndürmeye çalıştı. Ben bir şeyler yapmaya çalıştım yanlış oldu ama herkes kendi faizinin peşine düştü.”

Erzan’ın sanık Nazlı Can’a yönelik “Nazlı lütfen söyle?” ifadesini kullanmasının ardından ise Erzan, “Benim farklı planlarım olsaydı bu parayı alır giderdim. Kurtarmaya çalışırken tefecilerin elinde kaldı, anlayan olmadı. Arabanın bagajında parayı kapışıyorlardı ama günün sonunda herkes ‘ben mağdurum’ dedi. Çok döviz hareketi oldu, bölge müdürü bir gün beni çağırdı.” ifadelerini kullandı.

Konuşmanın devamında mahkeme başkanının “Hangi bölge müdürü?” sorusu üzerine Erzan, “Ben son bir hafta çalışamıyordum. Bunlarla uğraşıyordum. Bu parayı hep birlikte kurtaralım.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Salonda sanık Erzan’a yönelik “yalancı” seslerinin yükseldiği duyulurken Erzan ise “Beni kapatın, tıkın yeter ki annemin yanında durayım. Annemin bana ihtiyacı var.” dedi.

ARA KARARLAR

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük’ün tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, Fernando Muslera’nın bir sonraki celse hazır edilmek üzere avukatlarına son kez süre verilmesi, müştekilerin gelmediği takdirde haklarında zorla getirme emri çıkarılması kararlaştırıldı.

Sanık Erzan’ın DenizBank’ta bulunan hesap hareketlerinin istenilmesine ve adli emanette bulunan sanıklara ait telefonlar ile sim kartların bilirkişiye suç delillerinin tespiti amacıyla teslim edilerek rapor istenmesine hükmeden heyet, sanık Ali Yörük ile tanık Semih Kaya arasındaki hesap hareketleri ile dekontların asıllarının bankadan istenilmesine karar verdi.

Sanık Erzan ile aynı dönemde bankada çalışan Fatin Seven’in kimlik bilgilerinin istenilmesine hükmeden heyet, bu kişi hakkında tanık sıfatıyla dinlenilmek üzere zorla getirme kararı çıkarılmasını kararlaştırdı.

Heyet, suçtan zarar görme ihtimaline ilişkin müştekiler Buse Terim Bahçekapılı, Bülent Çeviker, İnci Çeviker, Mert Zeydanlı, Nuray Şengüler ile İsmail İbrahim Çağlar’ın davaya katılma talebinin kabul edilmesine hükmetti.

ARDA TURAN’IN KARDEŞİ OKAN TURAN “TANIK” SIFATIYLA DİNLENECEK

Çevik Çeviker, Okan Turan, Selçuk Oğuztürk, Nilgün Arabacı ve Hakan Kıran’ın duruşmada “tanık” sıfatıyla dinlenilmek üzere zorla getirme kararı çıkarılmasına karar veren heyet, MASAK’a dava dosyasıyla ilgili düzenledikleri raporun tamamının mahkemeye gönderilmesinin istenmesine hükmetti.

Heyet, tanık Semih Kaya tarafından dosyaya sunulan elektronik postanın varsa aslının bankadan istenilmesini, sanık Erzan’la 2020-2023 yılları arasında çalışan tüm banka personelinin kimlik bilgilerinin istenilmesini kararlaştırdı.

İDDİANAMEDEN YANSIYANLAR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

SANIK ERZAN’IN 77 YILDAN 252 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.

Erzan’ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesi üzerine, 4’ü tutuklu 7 sanık, 20 Kasım 2023’te hakim karşısına çıkmıştı.

Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak’a ertelemişti.

İkinci duruşmada da tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmanın 15 Ocak’a ertelenmesine hükmetmişti.

KAYNAK: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir